Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Körfez’e dönüş gündemine ilişkin açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi kapsayan Körfez turunu tamamladı.

Türkiye bu ziyaretler kapsamında 3 ülke ile önemli anlaşmalara imza attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Dönüş yolculuğunda aralarında Ensonhaber Medya Grubu Başkanı Serkan Kalemciler’in de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretlerimizi tamamlıyoruz ve dönüyoruz” dedi.Konuşmasına şöyle başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Çok verimli görüşmeler yaptık”

“Ziyaretlerimizde çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde ikili çıkarlarımızı her yönüyle ele aldık. Çevremizdeki küresel ve bölgesel gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk. Kazan-kazan anlayışıyla değerli ve kapsamlı iş birliği projelerine odaklandık. Önümüzdeki dönemde bu ülkelerle iş birliğimiz somut projelerle güçlenecek. Bunun olumlu etkilerini en kısa zamanda ekonomimizde göreceğiz.

Suudi Arabistan ile ikili ilişkilerimizde yeni bir döneme girdiğimizi söyledim. İmzaladığımız 5 anlaşma ile işbirliğimizi daha da ileriye taşıdık.

“İşbirliklerimizi farklı alanlarda ilerletmeye karar verdik”

Biliyorsunuz Cidde’deki temaslarımızdan sonra Doha’ya gittik. Bu yıl Katar’a ilgimizin 50. yılını kutluyoruz. Aynı zamanda stratejik ortağımız olan bu ülke ile işbirliğimiz mükemmel düzeydedir. Katar Emiri Pir Temim ile yaptığımız görüşmede mevcut iş birliğimizi farklı alanlarda da ilerletme kararı aldık.

Birleşik Arap Emirlikleri, bölgedeki en değerli ticari ve ekonomik ortaklarımızdan biridir. Geçen yıl ticaret hacmimizi yüzde 25 artırarak 10 milyar dolara çıkardık. Bu sayı artmaya devam ediyor. Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında ticaret ve yatırım anlamında çok önemli bir potansiyel var. Ziyaretimiz sırasında bu potansiyeli harekete geçirecek adımları değerlendirdik.

“Farklı alanlarda imzalanan 13 anlaşma”

Kabul ettiğimiz ortak anlaşma ile bağlantılarımızı stratejik ortaklık düzeyine çıkardık. Üst Düzey Stratejik Komite’yi kurduk. Mekanizmanın kurulmasıyla birlikte gündemimizdeki bahisleri en üst düzeyde ele alabileceğimiz bir platform sağladık. Ortak anlaşmanın yanı sıra farklı alanlarda 13 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaların toplam değeri 50,7 milyar dolar.

Türkiye’nin arabası TOGG’un da muhataplarımız tarafından memnuniyetle karşılandığını belirtmek isterim. Üç ülke ile iş birliğimizi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren bölge ırkımızın hayırlı olmasını diliyorum. 28 Mayıs gecesi prestijle inşa etmeye başladığımız Türk Yüzyılını, dış politikada yeni atakların ve açılımların aracı haline getirmek istiyoruz.

Körfez ziyaretimiz bunun adımlarından biriydi. İnşallah diğer coğrafyalarda atacağımız adımlarla bunu daha da pekiştireceğiz.”

Başkan, yaptığı değerlendirmenin ardından soruları yanıtladı.

Erdoğan şunları söyledi:

Yeni dönemde Türkiye’nin dış politikası

“Elbette düşmanları azaltmak, dostları çoğaltmak bizim politikamızın yol haritası. Buna devam ediyoruz. Bunu Vilnius’ta çok net gördüm. Orada kimlerle, nasıl müzakereler yaptığımızı da gördünüz. Bu olmasaydı bazı ülkelerle görüşmemiz olmazdı. Bu görüşmeleri yaparken bir şeyi kanıtladık. O da neydi? Küresel güç olma yolunda adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.

Türkiye bölgesel ve küresel arenada değerli bir aktör, oyun kurucu bir ülkedir. Küresel konularda kararsızlığın hakim olduğu bir ortamda ülkemiz istikrarlı yönetimi ve siyasetiyle öne çıkıyor. İnsanı her konuda merkeze koyan ve insan onurunu korumaya çalışan Türkiye, Batı, Ortadoğu, Uzak Doğu, Afrika ve Arap coğrafyasıyla aynı anda dostluk bağları kurabilen tek ülkedir. İlk günden beri ilkeli ve kararlı bir dış politika yürütüyoruz. İktidara geldiğimiz ilk andan itibaren çelişkili konuları analiz ederek ilişkilerin güçlendirilmesini savunuyoruz. Bağları güçlendirme ve yeni arkadaşlar edinme süreçlerini “restorasyon” olarak göremeyiz.

Türk dış politikası her zaman kendi ulusal çıkar ve çıkarlarına dayalı bir eksendedir.

Dün böyleydi, bugün de böyle olacak, yarın da böyle olacak. Dostluğumuzu kazanmış veya kazanacak olan diğer ülkeler için yeni bir dönemin başlangıcı diyebiliriz.

Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde gelecek

Bunu Sayın Başbakan Miçotakis ile çok net bir şekilde görüştük. Yani bu adaların silahlanma sorunu. Nitekim Dışişleri Bakanım muhatabıyla konuyu görüştü, konuşuyor ve konuşacak. Doğal olarak bu iş sadece Yunanistan kaynaklı değil, Beyaz Saray’daki ve lobideki arkadaşlarının kendilerini sürekli kışkırttığı biliniyor. Bu provokasyon sonucunda zaman zaman istenmeyen durumlar meydana geldi. Dışişleri Bakanımız Hakan muhatabı ile görüşüyor. Danışmanım Çağatay Kılıç’ın Miçotakis’in özel temsilcisi ile ilişkileri bu süreci çok daha farklı kılacak. Bunu hızlı bir şekilde aşacağımıza inanıyorum.

İsveç’in NATO üyelik süreci

İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin yönetmelik Meclis’e gönderildiğinde, süreç Meclis çalışma takvimine göre şekillenecek. Görüşmelerimizde İsveç tarafının verdiği sözlere ve verilen garantilere uyacağız. İsveç’in atacağı adımlara göre biz de harekete geçeceğiz. NATO’nun en güçlü ikinci ordusuna sahip ve NATO’nun lokomotifi konumundaki Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği de Birliğe canlılık ve güç katacaktır. Ülkemizin büyük önem verdiği terör örgütleriyle mücadele ve teröristlerin iadesi konusunda İsveç’in somut adımlar atması İsveç’in lehine olacaktır. Sözlerin ve garantilerin yerine getirilmesini bekliyoruz.

Türkiye’nin Mısır ile ilişkileri

Bu Körfez ziyaretinde cumhurbaşkanlarıyla yaptığım özel görüşmede Mısır konusunda attığımız adımın onları çok mutlu ettiğini gördüm. Hepsi bize teşekkür etti. Yani Mısır’a büyükelçi atanması bizim için bölgede yeni bir gelişme. Bu yüzden mutlu olduklarını gördüm. Şimdi hem bakanlarımız hem de iş insanlarımız Mısır’la ilişkilerini geliştiriyor. Mısır ile bağların geliştirilmesi ekonomik potansiyelimizi önemli ölçüde artıracaktır.

Ve Libya ile doğalgaz noktasında attığımız adımlar, Molalarımız var. Bu birilerini rahatsız etti. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye’nin Mısır ile ilişkileri çok farklı bir şekilde gelişecektir. Umarım önümüzde bir Libya ziyareti olur. Libya ile birlikte muhtemelen Kuzey Afrika’daki bazı ülkelere bir tür ziyaret organize edebiliriz. Bu ziyaretleri yapmadan bir mola vermek mümkün değil.

Körfez ziyaretinin ekonomik boyutu

Birleşik Arap Emirlikleri ile enerji, ulaşım, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, sağlık, gıda, turizm, emlak, inşaat, savunma sanayi, yapay zeka ve ileri teknolojiler alanlarında önemli anlaşmalar imzalandı. 50.7 milyar dolarlık devasa bir anlaşmamız oldu. Öte yandan Körfez ziyaretimiz sırasında Cumhuriyetimizin en büyük savunma ve havacılık ihracat sözleşmesine yeniden imza atıldı. Tüm bu anlaşmalar, parasal getirilerinin ötesinde, Körfez ülkelerinin Türkiye ekonomisine ve sanayisine olan inancının birer göstergesidir.

İmzalanan anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’de yatırım yapacağımız gibi, iştirak ve işbirliklerini geliştirip çeşitlendirerek bu ülkelerde olduğu gibi üçüncü ülkelerde de yatırım yapabileceğiz.

Suriyelilerin dönüşü

Suriye’nin kuzeyinde Suriyeli mültecilerle ilgili briket konut üretimi devam ediyor. Şu anda 100-150 bin briket ev sayısına ulaştık. Biz bunları yaparken Suriyeli mülteci kardeşlerimiz geri dönmeye başladı. Şu an itibariyle geri dönen mülteci sayısında 1 milyonu yakalamış olabiliriz. Bundan sonra Bu süreçte daha da artacaktır. Özellikle Katar, Suriye’nin kuzeyinde hazırlanan projeye destek veriyor. Bu proje ilerledikçe mülteci dönüşlerinin daha da artacağına inanıyorum. Mültecilerin isteyerek geri dönme istekleri çok açık. Onlar da topraklarına dönmenin hasretini çekiyorlar.

Mahmud Abbas ve Netanyahu ziyareti

Körfez ülkeleri olan kardeşlerimizin Filistin konusunda hiçbir farkı yoktur. İsrail konusunda da yaptığımız bazı görüşmeler var. Önümüzdeki hafta 25 Temmuz Salı günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı, 28 Temmuz Cuma günü ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ağırlayacağız. Bu ziyaretlerle bir takım adımlar atacağız ve süreç hızlanacak.

Aslında buradaki en sağlıklı proje doğal gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak. Aksi halde Akdeniz’den Avrupa’ya doğalgaz sevkiyatının maliyeti prestijle çok yüksek. Ancak kendisi Türkiye’den geldiğinde bunu kullanma açısından karlı bir sürece girmiş olacağız ve belli bir oranda bu işi Avrupa’ya devretme imkanımız olacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey döneminde böyle bir adım atıldı. Bu adım kesintiye uğradı. Şimdi atacağımız bu adımla ilk defa Netanyahu ile temasa geçiyoruz. Bu gelişmenin Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok daha sıcak bir dönemin başlangıcı olmasını temenni ediyorum.

Rusya ile ilişkiler ve tahıl koridoru

Onların görüşlerine katılmıyorum. Aksine şu anda Rusya ile ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Dışişleri Bakanım Hakan Bey de, MİT Başkanım İbrahim Bey de müzakerelerini sürdürüyor. Görüşmelerle birlikte yakında bu konuyu Sayın Putin’le ama telefon diplomasisiyle ama daha önce konuştuğumuz Türkiye ziyaretiyle bariz bir yere bağlayacağız. Rusya’nın da bazı beklentileri var. Bunlar aşılırsa Rusya bu tahıl koridorunun aktif olarak işletilmesinden yanadır.

Karadeniz Tahıl İşletmesi’nin sona erdirilmesinin, küresel gıda fiyatlarının artmasından bazı bölgelerde kıtlığa ve müteakip yeni göç dalgalarına kadar uzanan bir dizi etkisi olacaktır. Bunu önlemek için inisiyatif kullanmaktan çekinmeyiz. Sayın Putin ile konuyu detaylı bir şekilde görüşerek bu insani hareketin devamını sağlayacağımıza inanıyorum. Batılı ülkelerden de bazı beklentileri olduğunu biliyoruz. Batılı ülkelerin bu konuda harekete geçmesi gerekiyor. Karadeniz Tahıl İşletmesi ile dünya pazarlarına 33 milyondan fazla tahıl sevk ettik. Küresel salgın ve ekonomik krizin ardından çok daha ağır sonuçları olacak küresel bir gıda krizinin önüne geçmiş olduk.

Sonuçları itibariyle böylesine hayati bir taahhüdün devam etmesi insanlığın yararınadır.

Diplomasinin tüm araçlarını kullanacağız ve tüm çabalarımızı bu soruna yoğunlaştıracağız. Savaş ortamında insanlığa hizmet eden bir uzlaşmaya varıldı ve bunun devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’ye döndüğümde Sayın Putin ile görüşmelerimi gerçekleştireceğim. Öncelikle telefon diplomasisini kullanacağız. Sayın Putin’in ağustos ayında planladığı ziyaret gerçekleşirse bu konuları detaylı olarak ele alacağız. Süreç uzamadan Karadeniz Tahıl İşletmesi’nin devamını sağlayacağımıza inanıyorum.

Akaryakıtta ÖTV artışı

Akaryakıtta Hazine ve Maliye Bakanlığımız vergisel bir düzenleme yaptı. Özellikle ÖTV’nin sabitlenmesi nedeniyle çok uzun bir süre enflasyon güncellemesi yapılmadı. Bu nedenle ÖTV’de böyle bir artış yapıldı. Özellikle 6 Şubat depremlerinin getirdiği ağır mali yük ve bütçenin bu anlamdaki ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk. Tüm bunlara rağmen Türkiye, akaryakıt fiyatları açısından Avrupa’nın en ucuz ülkelerinden biridir. Akaryakıtta esasen otomatik bir fiyatlama sistemi vardır. Dünyadaki fiyatlar çerçevesinde belirlenir. Türkiye’nin depremin etkilerine ilişkin gerekleri kapsamında, ÖTV artışı ile yapılan depremi ele alan vergi düzenlemesidir.

Emekliler açısından ise yıl sonunun prestijiyle yeniden değerlendirmemiz gerekiyor.

Memur, personel ve emekliler için bütçe kurallarını zorlayarak yapabileceğimiz en yumuşak artışı yaptık. Enflasyonla kimseyi ezmeyeceğiz diye söz verdik, bugüne kadar da vermedik. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerimize ek sosyal yardım payı vererek zam oranını yüzde 25’e çıkardık. Memur emeklilerine de yüzde 25 zam yapıldı. Enflasyonun üzerinde zamlar yapıldı. Biz bu zamları memurlarımıza, çalışanlarımıza ve emeklilerimize yaparken bazı fırsatçı ve açgözlüler adeta vatandaşın cebine giriyor. Bu fırsatçılara izin vermeyeceğiz. Ticaret Bakanlığımız denetimlerini sıkılaştırdı, biz de cezaları artırıyoruz.

“Gabar’da petrol şu anda çıkarılıyor”

Gabar’daki petrol artık halkın cebine girmeye başlamadı. Şu anda çıkarma aşamasındayız. Ve inşallah onu çıkarıp devletin kasasına, kesesine girer girmez Gabar petrolü vatandaşlarımıza hızla yansır. İnşallah en uygunu ve ideali neyse onu vatandaşlarımıza yansıtacağız.

Karadeniz’deki gaz rezervi Ağustos 2020’de keşfedildi. Nisan 2023 itibarıyla Faz-1 kapsamında planlanan 10 kuyu devreye alındı. Böylece Karadeniz gazı sisteme dahil edilerek evlerimizde kullanılmaya başlandı. Gabar petrolü sistemimize entegre edildiğinde, nisan ayında doğalgazı 1 ay evlerde, 25 metreküp eşdeğeri doğalgazı ise 1 yıl bedelsiz yaparsak vatandaşlarımıza mutlaka yansıyacaktır. Bulunan yağın sisteme girmesi ve yakıt olarak kullanılması biraz zaman alacaktır.

Aile ve Gençlik Bankası’nın kaynağı ise bu Gabar petrolü ve Karadeniz doğalgazı olacak. Bu bakımdan Norveç modelini önemsiyorum. Bunun için Aile ve Gençlik Bankası’nı kuruyoruz. Orada bariz bir rezerv tutacağız. Bu rezervden aileler ve gençler faydalanacaktır. Bu da vatandaşlarımızın bir başka yansıması olacak.

Gabar petrolünün ekonomiye olumlu yansıması 2024’te başlayacak. Şu anda günde 12-13 bin varil üretim yapıyoruz. İnşallah 100 bin varile ulaşacak ve dolayısıyla Türkiye 2024 yılı sonunda üretimini ikiye katlamış olacak. Temel olarak devreye alma tarihi 2024 sonu diyebiliriz. 100 civarında kuyu açacağız. Şu anda Türkiye ve çevre ülkelerdeki tüm sondaj makinelerini oraya yönlendiriyoruz. Dağlarda kilometrelerce yol var. Çok yoğun bir çalışma.

Yüksek kira sorunu

Şimdi Bakanlığımızın konuyla ilgili bir çalışması var. Bu çalışmada bunların ötesine geçeceğiz. Yani onlar için kar olmayacak. Gerekirse fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için cezalar da uygulayacağız.

Bir azınlığın çıkar hırsına vatandaşlarımızı kurban edemeyiz. Vatandaşımızın alım gücünü düşürmemek ve enflasyonla ezmemek için. Yaptığımız zamlara göz diken ev sahipleri bedelini ödemek zorunda kalacak. Konu ne olursa olsun fahiş fiyat artışlarına yol açan ve piyasayı istikrarsızlaştıran davranışlarından dolayı cezalandırılacaktır.

AK Parti’de yerel seçim çalışmaları

Bizim için süreç o akşam çoktan başladı. Ama biliyorsunuz biz büyük kongre ile bunun sinyalini verdik. İnşallah ekim başında büyük bir kongre yapacağız. Bu kongre aslında yerel seçimlerin mihenk taşıdır. Büyük kongremizle birlikte mevcut yönetimimizde bir yenilenme yapacağız. Bazı yerlerde adaylık nedeniyle boş kontenjanlar oluştu. Bu boşlukların oluştuğu illerimizin tüm başkanlarını hızla atadık. Bu atamaları hem ana kademede hem de kadın kollarında yaptık.

Bir yandan da çalışmalarımıza devam ediyoruz. CHP gibi bizim de bir derdimiz, sıkıntımız yok. Şu anda Cumhur İttifakı olarak amaca odaklanmış durumdayız ve isimleri nereden, nasıl bulacağımızı bulmaya çalışıyoruz. Yerel seçimlerde sadece parti çalışmıyor, adayların değeri çok büyük. İnşallah 30 büyükşehir, 51 il ve ilçe belediyemizde doğru isimler ve çok keyifli bir çalışma bularak hazırlıklarımıza devam edeceğiz. Kurumumuz çalışıyor, bu çalışmalarla çalışmalarımızı zenginleştirmeye devam ediyoruz. Kongre bu işte en değerli güç kaynağı olacaktır.

uyuşturucuyla mücadele

Eski İçişleri Bakanımız Süleyman Bey’in de devri olmak üzere uyuşturucu tacirlerinin tutuklanmasında başarılı adımlar atıldı. Görüldüğü gibi Amerika bu işte çok zayıftı. Uyuşturucu bir felakettir. Ve bu felaket karşısında insanlık önlemini almalıdır. Bu zenginlikle ilgili, yoksullukla değil. Şimdi baktığınızda Amerika ekonomik olarak güçlü bir ülke ama her ne kadar zengin bir ülke olsa da bakmakla yükümlü olduğunuz tüm bu kişilerin durumu ortada. Türkiye olarak bu konuda çok kararlıyız. Başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzere her türlü tedbiri alıyoruz. Polis teşkilatımız sürekli jandarma ile birlikte çalışıyor ve biz onlara karşı çıkıyoruz. Bu adımlar caydırıcılığın, bu kabahati işleyenlere karşı harekete geçme kararlılığımızı göstermenin adımlarıdır. Bunu yapmaya devam edeceğiz.

Gençlerimizi uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan korumak için devletimizin tüm imkanlarını kullanıyoruz. Uyuşturucu ile mücadele sadece ülkemiz için değil tüm ülkeler için ortak bir ilgi alanı olmalıdır. Terör ve uyuşturucu küresel çaba gerektiren konulardır.

Türk güvenlik güçleri uyuşturucu kaçakçılarına göz yummaz. Sokak satıcılarından uyuşturucu baronlarına kadar zehir tacirlerine karşı Türkiye’ye zarar veriyoruz, vereceğiz. Öte yandan yerli, milli ve insani değerlerle donatılmış pahalı bir eğitimi önemsiyoruz.

Bu konuda gerekli adımları tereddütsüz atacağız. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin boşa gitmemesi için önceliği eğitime veriyoruz. Ailemiz ve gençlik bankamızla gençlerimizin yanında olacağız. Bu konudaki çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. İnşallah yakın zamanda vatandaşlarımızla güzel haberleri paylaşacağız.

Kıbrıs sorunu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yaptığımız çalışmalarla artık Türk Devletleri Teşkilatında gözlemci üye olarak yerini almıştır. Şimdi Örgüt toplantılarına katılmaya davet ediliyor. Bunu Türk dünyasından tüm dünyaya yayarak neler yapılabilir üzerine çalışıyoruz. Bunu Batı’ya ikili görüşmeler ve lobicilik faaliyetleri ile söylüyoruz. Temennimiz Türk dünyasından sonra Körfez ülkeleriyle ve Batı’ya da bunu hissettirerek bu adımları atabilmemizdir.

Kuzey Kıbrıs’ın şu anda 300-400 bin nüfusu var ki bu çok değerli bir potansiyel. Meclis binamızı yapıyoruz, Cumhurbaşkanlığı binasını yapıyoruz. Ve bunlarla birlikte Kuzey Kıbrıs fiziki imkanlar açısından çok farklı bir konumdadır. Bugün açılışını yapacağımız havalimanı inşallah güneyde değildir. Böyle bir havalimanımız var. Pist olarak her türlü uçağın iniş yapabileceği bir pisttir. İnşallah bu fiziki altyapıyı tüm dünyaya göstererek, inşallah Kuzey Kıbrıs’ta yeni adımların atılmasını sağlayacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort